Lojistik sektörü inanılmaz bir değişim geçiriyor. Yapay zeka teknolojileri, hem dünyada hem de Türkiye’de lojistik operasyonlarını baştan aşağı yeniden şekillendiriyor. Gelin bu dönüşümün detaylarına birlikte göz atalım.
2025 Lojistik Trendleri: Yapay Zeka Dönüşümü ve Yerli Çözümler
Öncelikle rota planlaması ve optimizasyondan başlayalım. Eskiden saatler süren rota planlamaları artık saniyeler içinde tamamlanıyor. Global pazarda IBM Watson gibi sistemler trafik, hava durumu ve araç kapasitelerini anlık olarak analiz ederken, Türkiye’de de benzer teknolojiler yerel ihtiyaçlara uyarlanıyor. Sistemaltı, SmartMessage ve Networx gibi yerli çözümler, özellikle İstanbul’un karmaşık trafik yapısını göz önünde bulundurarak optimal rotalar oluşturuyor. Bu sistemler aynı zamanda U-ETDS ve ÜTS gibi Türkiye’ye özgü yasal gereklilikleri de otomatik olarak yerine getiriyor.
Depo yönetimi de yapay zekanın etkisiyle büyük bir dönüşüm yaşıyor.
Dünyada SAP ve Oracle öncülüğünde gelişen akıllı depo sistemleri, Türkiye’de de karşılığını buluyor. SOTİ, CBKSoft ve Manhattan Associates gibi yerli çözümler, depo içi yerleşimden stok yönetimine kadar tüm süreçleri otomatikleştiriyor. Özellikle e-ticaret sektörünün hızlı büyümesiyle birlikte, Trendyol ve Hepsiburada gibi büyük pazaryerleriyle entegre çalışabilen bu sistemler kritik önem kazanıyor.
ERP sistemlerinde de yerel çözümler öne çıkıyor. Logo, Netsis ve IAS gibi yerli yazılımlar, yapay zeka modülleriyle güçlendirilerek kapsamlı çözümler sunuyor. Özellikle Logo Tiger’ın son versiyonları, gelişmiş analitik araçlarla donatılmış durumda ve şirketlere değerli içgörüler sağlıyor.
Müşteri hizmetleri alanında da önemli gelişmeler yaşanıyor.
DHL ve FedEx gibi global şirketlerin kullandığı yapay zeka destekli chatbotların bir benzeri, Türkiye’de Ekmob, Verimor ve Exastax gibi sistemler tarafından sunuluyor. Bu sistemler, Türkçe doğal dil işleme yetenekleriyle müşterilere 7/24 kesintisiz hizmet veriyor.
Belge işleme ve gümrük süreçlerinde de yapay zeka devreye giriyor. Global pazarda Adobe ve ABBYY’nin OCR teknolojileri yaygın kullanılırken, Türkiye’de Soft ve DBT gibi yazılımlar gümrük işlemlerini otomatikleştiriyor. Bu sistemler sayesinde gümrük beyannamesi, ATR ve EUR.1 gibi belgeler otomatik olarak işlenip ilgili sistemlere aktarılıyor.
E-ticaret ve mobil çözümler de yapay zekayla bütünleşiyor.
iKas ve Ticimax gibi e-ticaret yazılımları, lojistik süreçlerini optimize ederken, Arvento ve Mobiliz gibi araç takip sistemleri sürücü davranışlarından yakıt tüketimine kadar birçok veriyi analiz ediyor.
Sektörün geleceği ise daha da heyecan verici görünüyor. Otonom araçlar, drone teslimatları ve robotik depo sistemleri gibi yenilikçi teknolojiler kapıda bekliyor. Özellikle Türkiye’nin İstanbul Havalimanı gibi mega projeleri ve bölgesel lojistik merkezi olma hedefi, bu teknolojik dönüşümü hızlandırıyor.
Ancak bu dönüşümün başarısı için insan faktörü kritik önem taşıyor. Şirketler, çalışanlarını düzenli eğitimlerle destekleyerek ve değişim sürecini dikkatli yöneterek bu dönüşüme hazırlıyor.
Sonuç olarak, yapay zeka artık lojistik sektörünün ayrılmaz bir parçası haline geldi. Türkiye’deki firmalar, global teknolojileri takip ederken yerel ihtiyaçlara uygun çözümler geliştirerek rekabet avantajı elde ediyor. Bu dönüşüm sürecinde başarılı olan şirketler, hem operasyonel verimliliği artırıyor hem de müşteri memnuniyetini yükseltiyor. Gelecekte bu dönüşümün daha da hızlanacağını ve lojistik sektörünün tamamen farklı bir boyuta taşınacağını öngörmek zor değil.